Forex’te işlem yapan herkesin dönüp dolaşıp baktığı tek bir şey var: grafikler. Peki bu grafikler ne anlatıyor? Yani ekrana yansıyan o çizgiler, mumlar, renkler bize ne söylüyor? Aslında çok şey. Çünkü grafikler bir para biriminin geçmişte nasıl hareket ettiğini, şu anda neler yaşandığını ve belki de en önemlisi gelecekte neler olabileceğini göstermeye çalışıyor. Bu yüzden forex grafik analizi, işlem yapmanın temel taşı haline geliyor. Ama işin aslına bakarsan grafik okumak sadece ekrana bakmak değil, mantık yürütmek, sabırlı olmak ve veriyi doğru okumaktan geçiyor.
Örneğin, EUR/USD paritesinde bir yükseliş bekliyorsan, bu tahminin sadece hislerle değil, teknik verilere dayalı olmalı. Mum formasyonları, destek-direnç bölgeleri, trend çizgileri… Hepsi bu noktada devreye giriyor. Ama grafik ekranına bakıp “Aa bu yukarı gidiyor galiba” demekle olmuyor. Hangi zaman diliminde neye baktığın, hangi göstergeyi nasıl yorumladığın da önemli. Çünkü kısa vadeli bir yükseliş, uzun vadede aldatıcı olabilir. O yüzden analiz yaparken çok yönlü düşünmek şart. İşte bu yüzden grafik analizi öğrenmek, sadece çizgi çizmek değil; disiplinli bir bakış açısı geliştirmek demek.
Hangi Grafik Türleri Daha Etkili Olabilir?
Forex’te en çok karşılaşılan grafik türlerinden biri mum grafikler. Yani candlestick olarak da bilinen bu grafikler, fiyatın belirli bir zaman diliminde nasıl açıldığını, kapandığını, en yüksek ve en düşük seviyeleriyle birlikte gösteriyor. Bu yüzden sadece rakamlarla değil, görsel olarak da yorum yapmanı kolaylaştırıyor. Diyelim ki elinde 4 saatlik bir grafik var. Bu grafik sana, son 4 saatte fiyatların ne kadar dalgalandığını çok net bir şekilde gösteriyor. Hatta bazen tek bir mum bile piyasanın duygusunu gösterebilir. Özellikle engulfing, doji, hammer gibi mum formasyonları, fiyatın yön değiştirebileceğine dair sinyaller verebilir.
Bunun dışında çizgi grafikler de var. Ama onlar daha sade ve temel bilgi verir. Yani sadece kapanış fiyatlarını gösterdiği için detaylı analiz yapmaya yetmez. Bar grafiklerse mum grafiklere benzer ama görsel olarak daha karmaşık olabilir. O yüzden çoğu trader, mum grafiklere yönelir. Özellikle teknik analiz yapan biriysen, bu grafik türleri arasındaki farkları bilmek ve stratejine uygun olanı seçmek önemli hale geliyor. Mesela kısa vadeli işlem yapıyorsan, 5 dakikalık mumlar bile senin için anlam taşıyabilir. Ama uzun vadeli düşünüyorsan günlük veya haftalık grafiklere odaklanmak daha mantıklı olacaktır.
Destek, Direnç ve Trend Çizgileri Ne Anlama Gelir?
Bir grafik analizinde ilk fark edeceğin şeylerden biri genellikle destek ve direnç seviyeleridir. Çünkü fiyat bir seviyeye geldiğinde ya oradan sekiyor ya da o seviyeyi kırıp yönünü değiştiriyor. İşte bu noktalar aslında alıcıların ve satıcıların en çok yoğunlaştığı alanlar oluyor. Diyelim ki USD/JPY paritesi sürekli 148 seviyesinde duruyor ve sonra tekrar yukarı çıkıyorsa, bu seviye bir destek noktasıdır. Tam tersi durumda, yani fiyat sürekli 151 civarında takılıyor ve geçemiyorsa, orası da dirençtir. Bu seviyeler zamanla alış ve satış kararlarını etkileyebilir.
Trend çizgileri ise daha geniş açıdan bakmanı sağlar. Yani piyasa genel olarak yukarı mı gidiyor, aşağı mı? Eğer fiyatlar zamanla daha yüksek dipler ve daha yüksek tepeler yapıyorsa, bir yükseliş trendi oluşmuştur. Aksi durumda, alçalan tepe ve diplerle düşüş trendinden bahsedilir. Bunları gözlemlemek, işlem stratejini şekillendirir. Çünkü trendin yönüne göre pozisyon almak, tersine işlem yapmaktan genelde daha az risklidir. Ama burada da dikkat etmek gerekiyor. Çünkü her trend sonsuza kadar sürmez. Bir yerde biter, yön değiştirir. Bu kırılmaları da doğru okumak önemli.
Gösterge ve Osilatörler Nasıl Yorumlanmalı?
Forex grafik analizi yaparken sadece çizgilere ve mumlara değil, indikatörlere de kulak vermek gerek. Çünkü bu göstergeler fiyat hareketlerini biraz daha matematiksel bir temele oturtuyor. Örneğin RSI, yani Göreli Güç Endeksi, fiyatın aşırı alım ya da aşırı satım bölgesinde olup olmadığını gösterir. Eğer RSI 70’in üzerindeyse piyasa aşırı alımda olabilir. Bu da fiyatın artık yorulmuş olabileceği anlamına gelebilir. Aynı şekilde 30’un altı aşırı satım sinyali olarak kabul edilir.
Bir de MACD var. Bu gösterge, hareketli ortalamalar arasındaki ilişkiyi gösterir. Sinyal çizgisiyle MACD çizgisi arasındaki kesişimler, alım-satım fırsatlarını gösterebilir. Ama burada da tek başına karar vermek riskli olabilir. Yani sadece RSI 70 oldu diye hemen satış yapmaya kalkmak mantıklı olmayabilir. Çünkü bazen piyasa aşırı alımda olduğu halde yükselmeye devam edebilir. Bu yüzden göstergeler yardımcı araçlardır, karar verici değil. Her zaman grafik üzerindeki fiyat hareketleriyle birlikte değerlendirmek gerekir. Yoksa sadece indikatöre bakarak işlem açmak, pusulasız yola çıkmaya benzer.
Farklı Zaman Dilimleri Neden Farklı Sonuçlar Verir?
Grafik analizinin belki de en kafa karıştıran noktalarından biri, zaman dilimleridir. Çünkü 1 dakikalık grafik ile 1 günlük grafik bambaşka şeyler anlatabilir. Kısa vadeli grafiklerde fiyat hareketleri daha dalgalı görünür. Bu da hızlı karar vermeyi zorunlu kılar. Ama daha uzun zaman dilimlerinde, genel yönü görmek daha kolaydır. Diyelim ki 15 dakikalık grafikte düşüş görüyorsun ama günlük grafik yükselişi gösteriyor. O zaman burada bir uyumsuzluk vardır. Bu da seni hatalı karar vermeye itebilir.
Bu yüzden çoklu zaman dilimi analizi yapmak önemli hale gelir. Yani aynı pariteyi hem kısa vadede hem uzun vadede incelemek. Böylece büyük resmi görmek mümkün olur. Eğer kısa vadeli işlemler yapıyorsan, büyük zaman dilimlerindeki trendi göz ardı edemezsin. Çünkü asıl yönü onlar belirler. Küçük grafiklerdeki hareketler ise daha çok o ana ait dalgalanmaları yansıtır. Bu farkı bilmeden yapılan her analiz eksik kalır. Çünkü zamanlama doğru olsa bile, yön yanlışsa sonuç da yanıltıcı olabilir.